9 Ocak 2011 Pazar

Ejderha Dövmeli Kız

Bazen bazı kitaplar bir anda popüler oluyor ve isimleri nedensizce yükseliyor. Alacakaranlık serisi örneğin.. Hayatında korku edebiyatıyla haşır neşir olmayan genç nesillerimiz bu kötü seriyi baştacı yaptı. Dan Brown'ı en sevdiği yazarlar arasında sayanları da gördük. Forsythe okumayan, bilmeyen insanlar Dan Brown'a bayıldılar.

Son aylarda herkesin takip ettiği Ejderha Dövmeli Kız'ı okumadım. Aynı kategoriye girer mi bilmiyorum. Ama İsveç yapımı filmini izledim. Öykü anlamında bir değerlendirme yapabilirim sanırım...

Karakter sayısı iyi. Birbirleriyle bağlantıları da güzel kurulmuş. Ama o kurguya şaşırtıcı bir son gerekiyordu. Şüphelinin aileden biri olduğu daha hikayenin başında açıklanıyor. İşin içine naziler girince derin bir komplo gelecek sanıyorsunuz ama avucunuzu yalıyorsunuz. Tarihi gerçeklere biraz bağlasalar veya geniş bir komplo söz konusu olsa çok daha etkileyici olacak..

Ayrıca, bu gibi filmlerde en klasik kural, en beklenmedik kişinin suçlu çıkmasıdır. Beklenmedik kişi de seyircinin gözünün içine sokulur ki, şaşkınlık artsın. Ama çok da şaşırmıyoruz.

Belki roman çok daha etkileyici ama filme yansıyan öykü beni alıp götürmedi. ABD versionunu Fincher çekecekmiş. Kendisine başarılar diliyorum ama hem öyküyü bildiğim için hem de Fincher'ın nasıl iş çıkartacağını tahmin ettiğim için çok da umutlu değilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder