28 Mart 2011 Pazartesi

WHITESNAKE-FOREVERMORE

Eskiden Whitesnake hayranı değildim. 1987 albümü iyiydi tabii ama iki yıl sonrasında gelen Slip of the Tongue'a da ısınamamıştım.

David Coverdale'in Jimmy Page ile yaptığı albüm ve 96'daki Restless Heart ise bana göre vasat albümlerdi. Sonra bir gün elime eskilerden bir albüm geçti. Korsan cd olarak... Lovehunter.. Mick Moody ve Bernie Mardsen'in gitarist olduğu albüme tam anlamıyla hasta oldum. hard rock değildi. Tam bir rock'n roll abümüydü. Outlaw, You'n Me, Walking in the Shadow of the Blues'u tekrar tekrar dinledim.

Sonra grubun beyni David Coverdale'i tekrar ele aldım. Vokal yaptığı Deep Purple albümleri, Whitesnake'lerin hepsi elimden, ya da kulağımdan geçti. 2006 ve 2008'de İstanbul'da verdikleri iki konsere de gittim. 2006'daki muhteşemdi. Burn ile başlayan bir konserin kötü olmasına imkan yok zaten.

2001 yapımı Forevermore ise şu günlerde piyasada. Amazon'dan sipariş ettim, Classic Rock özel sayısı ve beraberinde dev posteri ile yolda.. Ama bu arada merakıma yenik düştüm ve albümü internetten indirdim.

Nefis, muhteşem gibi tanımlamalarda bulunmayacağım, çünkü değil. İyi bir albüm olduğu ise su götürmez bir gerçek. Ama 1987 albümünü bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir. Çünkü Coverdale, Whitesnake'in her dönemindeki tarzları hatırlamak istemiş. Yani albümde hard rock da var blues da. Whitesnake'in ilk dönem albümlerini de çok seven biri olarak bu durumu biraz yadırgadım. Çünkü o albümlerdeki gitaristler Mick Moody ve Bernie Mardsen'in tarzları ile şimdiki gitaristler Reb Beach ve Doug Aldrich'inkiler çok farklı. Bence Aldrich ve Beach 87 tarzı parçalar yapmalı, ki bazı parçalarda, mesela Dogs in the Street'de hedefi 12'den vuruyorlar. Ama blues etkisinin yoğun olduğu parçalar bana eski albümlerdeki havayı vermiyor.

Coverdale'in sesi yine çok iyi. Belki Still of the Night'daki performansını yakalamakta zorlanabilir sahnede ama tonu yine de muhteşem.

Albümde bir de Whitesnake tarzının dşında kalan Forevermore isimli bir parça var ki bana daha çok Judgement Day'i hatırlattı. Uzun uzadıya hafif mistik havalı parçaları sevenler için olabilir, ben sıfır puan veriyorum.

Whitesnake 10 Temmuz'da üçüncü kez İstanbul'da olacak. Ben de yine orada olmayı planlıyorum. Judas Priest ile aynı sahnenin paylaşılacağı gün tahminen muhteşem olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder