21 Temmuz 2011 Perşembe

BEST GERMAN GANGS

Eskiden tek bir konsere gitmek bile hayal gibi gelirdi. Geçti ama o günler. Sevdiğimiz, dinlediğimiz pek çok ismi sahnede gördük. Hatta bazılarını bir kaç kere izledik. "Iron Maiden gelse keşke" yerine "şöyle sıkı bir Iron Maiden konseri olsa da gitsek" deme noktasına geldik. İlginç olan bütün bu marjinal gibi gözüken gruplar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en muhafazakar iktidarı döneminde geldi.

Gelmeyen, gelme olasılığı olmayan bir sürü grup var. Çünkü Türkiye'de sadece en popüler gruplar biliniyor. Toprak eşelenmiyor, "başka ne var acaba" sorusu sorulmuyor. ABD'nin en büyük grupları Journey, Van Halen, Kiss'in gelme olaslığı bence yok. Van Halen veya Kiss'i bilen insalar var ama Journey gibi harika bir grubu ne yazık ki çok az insan tanıyor. Dünyanın en büyük rock'n roll grubu olan AC/DC gelse bile kaç kişi gider konsere, bilmiyorum.

Ama şunu fark ettim, tüm büyük Alman metal gruplarını gördüm. İngilizlerin de neredeyse en büyüklerini gördüm.

Yani, ukalaca listeler yapacak duruma geldim. İlk listem, sahne performanslarına göre Alman gruplar:

1) ACCEPT: Udo olmadan çıkardıkları albümle kesinlikle heavy metal tarihinin en başarılı geri dönüşünü yaptılar. 2010'da İnönü'de müzikleri hakkındaa pek fikir sahibi olmayan binlerce metalciyi coşturmayı başardılar. Hem de Manowar'dan sonra. Kusursuz çaldılar. Parça seçimleri de harikaydı.

2) GAMMA RAY: Helloween'in ön grubu olarak geldiler. Yaklaşık 1000 kişi vardı karşılarında. Yeni Melek'deki kötü ses siteminin yanısıra Accept ile aynı dezavataja sahiptiler. Çok tanınmıyorlardı. Ama iyi bir setlistle nasıl mucize yaratıldığını gösterdiler. Seyirciyi azdırdılar. Helloween'e kötülük yaptılar. Kai Hansen, Heavy Metal'in en sempatik frontmanleri arasında olduğunu gösterdi.

3) UDO: Accept'in orijinal vokalisti olan Udo, 2004'de geldi İstanbul'a. Accept'ten farkı olmayan bir grupla sahneye çıktı. Gitaristi de orijinal Accept bateristiydi. Klasik Accept parçalarını ve kendi şarkılarını karıştırıp hepimizi dağıttı. İkinci parça Livin for Tonite'dı. Balls to the Wall, Princess of the Dawn çalarak tüm gerçek metalcilerin çıldırttı.

4) SCORPIONS: Nihayet 2010'da izledim. Büyük bir fanı değilim. Ama karım "Scorpions'a gitmek istiyorum" dediğinde hiç itiraz etmedim. sonuç olarak kaç kişinin karısı metal konserine gitmek ister ki? Konser öncesi ailecek bütün klasik Scorpions albümlerini mideye indirdik. Almanların en büyük metal grubunun sahne performansı tabii ki muhteşemdi. İyi bir giriş yaptılar, eski yeni her şeyi çaldılar. Wind of Change'i de herkese söylettiler ne yazık ki.. Maçka Küçükçiftlikpark'ın tüm kötülüğüne ve seyircinin salaklığına rağmen çok iyiydi. No One Like You çalsaydı, her şey daha iyi olacaktı.

5) HELLOWEEN: Aslında başarısız bir performanstı. Ama adamlarla bir gönül bağım var ve yine de severek hatırlıyorum o anları. Yanlış bir setlistle başarılı müzisyenlikleri gölgelendi. Gamma Ray'in kısa ve enerjik parçalardan oluşan setlistinden sonra Halloween gibi anlamsız, uzun ve eski bir parçayla girdiler. Kaldı ki parça eski Helloween'e ait. Yeni dönem hitlerini es geçtiler. Oysa fanlar Kiske dönemi kadar Andi Deris'li albümleri de seviyor.

6) BLIND GUARDIAN: 90'larda yetişen türk metalcilerin favori grubu. 80'ler efsanelerinin yanına yaklaşamazlar ama iyiler ve heavy metal yapıyorlar. 2002'de Bostancı Gösteri Merkezi'nde verdikleri konser tıklım tıklımdı. Dİğer illerden gelenler de vardı. İmajları kötüydü. Ama sahne hakimiyeti çok iyiydi. Seyircilerin katılımı özellikle The Bard's Song'da harikaydı.

7) DORO: 2009'da Ankara'da sahneye çıktı. Pırıltılı günlerin çok uzakta, kendisini pek tanımayan bir kalabalığa çaldı. Ben tanıyordum ama yine de bilmediğim bir sürü parça vardı. All We Are'dan daha çok Breaking the Law'de katılım olması da ilginçti. Seyircinin yaş ortalaması düşüktü. Çok mutlu olduğum bir konser değil. Ama hanımefendiyle fotograf çektirmiş olmak bile büyük mutluluktu.

8) MICHAEL SCHENKER GROUP: Komik olan konserin reklamının "Anytime ve Nightmare gibi klasikleri yapan grup" şeklinde yapılması ama söz konusu dönemde hiç bir şey çalınmamasıydı. Saklıkentte bir kaç yüz kişiye verildi konser. Schenker dışındakilerin hepsi yeni çocuklardı. İyi çaldılar. Repertuardan sadece bir kaç parçayı biliyordum. Doctor Doctor ve Lights Out hatta sadece. Kötü olan unsur vokalistin bazı parçaları elindeki kağıttan okumasıydı.

Destruction ve Kreator gibi hayatta dinlemeyeceğim Alman gruplara da denk geldim. Ama umursadıklarımdan izlediklerim bunlar. Ama bu listeden daha sağlamı da var. İngilizler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder